Band of Outsiders bir güzellik yapmış ki sormayın. Çoğumuzun Star Wars kahramanı olan Darth Vader'ı deyim yerindeyse baştan yaratmış. Adını duyunca bile ürperdiniz ve o meşhur soluğunu yakınınızda hissettiniz değil mi, itiraf edin? Her zaman siyah pelerini ile etrafta salınarak gördüğümüz 'Karanlık Lord'umuzu bu kez ceket ve kravat ile görünce bakalım fikriniz değişicek mi? İllüstrasyon tekniğiyle yapılan bu çalışmayı hem yaratıcı hem de eğlenceli buldum. Star Wars'un tombul yaratığı Jabba the Hutt'ın elemanı Boba Fett'i Supreme + Visvim; imparatorun askerlerinden olan Stormtrooper'ı ise Thom Browne illüstre etmiş. Darth Vader bile anlamış olmalı ki bu kadar tasarımcı varken hayat siyah pelerinle geçmeyecek kadar kısa. Kendisini Band of Outsiders'a teslim etmiş ve beni baştan yaratın demiş. Jedi güçlerinin hala yerinde olduğunu unutup bu kılıkta karşınıza çıkarsa kıyafetine bakıp aldanmayın şimdiden uyarayım. Kendisini yakın zamanda podyumlarda da görmek isteriz. Zaten bu konuda çok fazla çaba göstermesine gerekte yok. Darth Vader abimiz podyumlarda her zamanki karizmatik yürüyüşünü yapsa bizim için yeter. Hmm düşündüm de beyaz kıyafetiyle Kanye West ile birlikte sahne bile alabilir. 

The Simpson'lara daha önce konuk olan Christiano Ronaldo bu kez Homer'la Nike'in çekimleri için yine bir araya geldi. Ortada Homer Simpson faktörü olur da çekim eğlenceli geçmez mi? Dünya kupası vuvuzella sesleriyle yankı bulurken bu yankıya Homer ve Ronal-d'oh! ikilisi de dahil oldu.

Vera Wang'ın 2011 Resort koleksiyonunda kullandığı drapeler ve asimetrik kesimler hemen göze çarpıyor. Siyah ve grinin tonlarının ağırlıklı olduğu koleksiyonda kapriler ön plana çıkmış. Sadeliğin içine gelişi güzel atılmış hissi veren drapelerle bizi karmaşaya sürüklüyor. Barok tarzı çağrışımları olsada fazla abartıya kaçmadan kendi dinamiğini kıyafetlerde bizlere sunmuş. Vera Wang'ın bu düzensizliği ve karanlık yanı bu koleksiyonda fazlasıyla hissediliyor.

Tek düzelikten sıkıldıysanız işte size Yves Saint Laurent renkleri... Artık tek renk ojeleri tırnaklarda görme devri çoktan kapandı. Şimdi herşeyde olduğu gibi çok çeşitlilik neşemize neşe katıyor. Ruh halimize göre karıştırıp gökkuşağımızın renklerini kendimiz belirliyoruz. YSL ise bu kış bizim yön göstericimiz olabilir. Yazın keyfini henüz çıkarmadan kışın çarpıcı görünmenin püf noktalarına geçebiliyoruz. Altın, mürdüm, turkuaz ve beje 2010 kış koleksiyonunda yer veren YSL açıktan koyuya her rengi içine almış. Aşina olduğumuz fransız manikürünü renkleri şöyle bir yana dursun biz yenilerine yer açtık bile. Kıyafetimizdeki rock ve barok tarzının yansımasını tırnaklarımızda da görebiliyoruz. Parmaklarımızın ucunda, bizi mutlu eden güzellik bu çabaya değmez mi?

Bir davette kim ne giymiş, kıyafeti taşıyabilmiş mi, acaba elbisesi ne marka gibi sorulara boğulanlardansanız; siz her yere baktığınızda modayı görenlerdensiniz. Moda sizin çok şey ifade ediyor, onsuz olamıyor ve hep bir parçasını taşımak istiyorsanız Christian Dior'un kontak lensleriyle bakışlarınızda CD imzasını kullanın. Chanel logosunu yiyecek sektöründe külahlarda, hamburgerlerde, popcornlarda bile görmüşken sonunda Christian Dior'da markasını gözümüze sokmayı başarmış :) Başkalarının moda tutkunuzu ve sevginizi anlaması için gözlerine bakması yeterli olacaktır. İleride bu hayal güçleri ve yaratıcılıkları sayesinde bizi uzaya ışınlamaya kalkarlarsa en iyisi biz şaşırmış gibi yapalım :)) Şimdi kontak lenslerimizi takıp harekete geçme zamanı.

Güneş bize kendini göstermeye başladı en nihayetinde. Bizde hava soğuyacak mı endişesinden kurtulduğumuza göre tereddüt etmeden yazlık giysilerimize geçiş yapabildik. Yazın en önemli aksesuarı olma konusunda başı çekense bizi güneşten koruyanlar geliyor. Yüksek koruma faktörlü güneş kremlerinin yanı sıra gözlük ve şapka da olmazsa olmazlarımızdan. Geçmiş senelerde şapka bu denli sık kullanılan bir aksesuar değildi. Ama 60'lar ve 70'lerden esinlenmeler artınca, kısaca vintage furyası ortalığı kasıp kavurunca şapkalarda da model çeşitliliğini arttı ve bizi cezbeden birer aksesuar halini aldı.
Geçtiğimiz senelerde bolca gördüğümüz fedora şapkalar Hollywood ünlülerin vazgeçilmezi olunca daha da popüler oldu. Sienna Miller, Jessica Alba, Olsen kardeşler ve Keira Knightley gibi ünlüler şapkasız çıkmayanlar kervanının başında geliyor. Dikkat edersiniz ki bu bayanlar günlük hayatlarında salaş şıklık içinde giyinmeyi kendilerine ilke edeninlerden. Bende bu şapka nasıl durur yada hangi kıyafetlerle kullanmalıyım derseniz size çok sorun yaratmayacağını söyleyebilirim. Farklı renk ve modellerdeki bu şapka modelini elbiseyle, jeanle, babetle yada dolgu topuklarla çok çaba harcamadan şık görünebilir; kadınsı görünüm için örgü bantlarla yada fularla da bunu destekleyebiliriz. Resimlerdeki iki farklı stili de bunu uygulamanın zor olmadığının bir ispatı olarak hazırladım.

Royal Ascot'ta her sene atlar yarışırken bunu seyreden bayanlarda kenarda şapkalarını yarıştırırlar. Söz konusu kraliyet ailesinin ev sahipliği olunca akan sular durur mu durur :) Saç aksesuarı yada şapka takmayı zorunlu kılan bu gelenek sayesinde en uçuk ve renkli şapkaları görme fırsatını da bizler yakalıyoruz. Kraliçe her sene klasik çizgisinden ödün vermeden ilerleken ben onu daha çılgın şapkalar içinde görmeyi arzuluyorum. Belki 'Alice Harikalar Diyarında'ki 'Çılgın Şapkacı' bu konuda ona yardımcı olup, ona özel bir şapka tasarlayabilir. Onun istediğinin birazcık dışında (!) çılgın bir şapka yapma ihtimalini göz önünde bulundurmak kaydıyla tabi.

Her sene olduğu gibi bu sene de Stephen Jones'un Royal Ascot için tasarladığı şapkalar biçilmiş kaftan olarak karşımıza çıkıyor. Tasarımcının 2010 İlkbahar/Yaz koleksiyonunda Japon ve Fransız etkisini görmek mümkün. Siyah yada beyaza koleksiyonda bolca kullanılan pembe eşlik ediyor. Bu tasarım harikalarını kullanmak için Royal Ascot'a katılmak gerekliliğini ise hiç düşünmeyin.

Bu seneki Bebek Festivali ile ilgili düşüncelerimi ancak yazıya dökebildim. Bende standlar arası keyifli ve renkli saatler geçirenlerdenim. Sevgili için sıkıntılı bir durum olsa da bazı standlara dönüp dönüp uğradığım oldu :) Güzel bir yolculuktan sonra durdurak bilmeden gezdik. Ayağımıza kara sular inse bile biz gel-gitler şeklinde üstesinden geldik. Aç aç gezmek olmaz deyip bizleri düşünerek kurulan yemek tezgahları da epey rağbet gördü. Köfte ve balık kokuları modacıların standlarına yakın olduğu birçok kişiden 'off ya bu nasıl olur' tarzında söylemler duymadım değil. Seneye biraz daha uzağa kurulsa birçok kişiyi memnun edeceği kesin.

Ahu Yağtu'nun sahibi olduğu Second Chance standında beğendiğim çok şey oldu. Kendisininde dediği gibi eskilere bir şans daha vermek gerek :) Vintage eşyalar bulunan standda elbiselere bayıldım. Bana ufakda olsa nostalji yaşattı. Annemin fotoğraf albümünden karelere bakıyormuşum gibi hissettim. Bu arada elbiselerin fiyatları da çok uygundu.

Mehtap Elaidi, Zeynep Tosun, Zeynep Erdoğan, Bahar Korçan, Gamze Saraçoğlu, Özgür Masur standları bulunan modacılarımızdan bazılarıydı. Hal böyle olunca farklı çizgileri ve bakış açılarını bir arada görmek mümkündü. Benim en beğendiklerim arasında Özgür Masur, Zeynep Tosun ve Zeynep Erdoğan yer aldı. Zeynep Tosun her zamanki güleryüzlü ve tatlılığıyla kendi standındaydı.Özgür Masur'un dar kesim minileri her zamanki gibi büyüleyici. Bihter'imizin stiline hasta olanlara sözüm mutlak uğramanız gerekirdi :) Ama bazı modacılar içinse aynı şeyi söylemem pek mümkün değildi. Yakından bakınca dikişlerinin kötülüğü beni hayalkırıklığına uğrattı. Herşey tamamdır dediğiniz gece elbiselerinden sarkan ipleri görmek için biraz incelemek yeterliydi. Astardan sarkan iplerle bir kıyafeti kimse taşımak istemez herhalde. Mazallah bir sökülmeye başladı mı arkası gelmez. Başka birindeyse bir bayanın fiyatları incelemesi standda bulunan görevlenin dikkatini çekmiş olacak ki. Yanında bulunan modacıya fiyatlarına bakıyolar demesi ve onunda 'ne uğraşıcam veririm bir butiğe onlar uğraşsın' tarzı konuşmasını ben dahil birçok kişi şahit oldu. Bende burdan kendisine ne gerek vardı buna demek isterim.

Bu yazın öne çıkan renklerinden biri mercan rengi. Turkuaz, pembe ve turuncu renklerin bileşiminden oluşan mercan rengini bu yaz hem tırnaklara hem de dudaklara uygulayabiliriz. Bronz tene yakışmayacağından şüphe duyan var mı?

Mor bu sezon da bize gizem dağıtmaya devam ediyor. Ama tek dikkat etmemiz gereken nokta bu renkle birlikte fazla aksesuara yer vermememiz. Ne de olsa gizemli görünmek ve abartılı görünmek arasındaki dengeyi yakalamak önemli.

Haziran ayının dergi kapaklarına bir göz atalım. Christina Aguilera kapaktaki duruşu, deri eldivenleri ve diz üstü çizmeleriyle Madonna ve Lady Gaga karışımıyla karşımızda. Vogue'un Paris baskısında 36 yaşındaki efsanevi model Kate Moss vintage mayolarla dergiye poz vermiş. Treansformers 2'nin kadrosundan çıkarıldığı konuşula dursun, Megan Fox önümüzdeki günlerde Passion Play filmiye bu sektörde adından söz ettirmeye devam ettirecek gibi görünüyor. Scarlett Johansson hacimli saçlarıyla şampuan reklamlarından fırlamış gibi V magazinde yer almış. İngiliz model Karen Elson'ın uzun süredir devam eden müziğe olan ilgisi sayesinde ilk albümünü çıkardı. Kızıl saçları ve grunge tarzıyla bu ay Marie Claire kapağında. Lily Cole'u bu sene 'The Imaginarium Of Doctor Parnassus' filminde izlemiştim ve beyaz perdeye çok yakıştığını düşünmüştüm. Elle'in Fransız sayısında 50'lerden esinlenilmiş saç stili, makyajı ve elbiseleri içinde etkileyici görünüyor.

Pazartesi akşamı Ankara Harvey Nichols Kentpark’da açılışını kokteyl ve defile ile gerçekleştirdi. Defilenin başlama saatinden önce epey bir kalabalık toplanmıştı. Gecikmeli olarak gitsem de kırmızı halıda arz-ı endam edip, poz verenlere yetiştim :)) ‘Sosyetenin ünlü simaları’ diye tabir edebileceğimiz isimlerde oradaydı. Feryal Gülman ve eşi, Martha Şavkan; stil danışmanları Deniz Marşan ve Başak Fransez görebildiğim isimler arasındaydı. Feryal Gülman gecede sade ve şıktı. Martha Şavkan ise güzelliğiyle erkekleri etrafına çekmeyi başarmıştı. Paparazzicilik görevimizi de yerine getirdikten sonra detaylara geçelim. :)

Uğurkan Erez'in yaptığı kareografiyle modeller podyumda yerini almaya hazırlanırken Safiye Soyman kameralara röportaj vermekle meşguldü ama Faik'siz :) Bu senenin Türkiye güzellerinden biri olan, aynı zamanda 'Adanalı' dizisinde de rol alan Serenay Sarıkaya'da oradaydı. Uzun zamandır podyumlarda pek görünmeyen Yüksel Ak ‘ı da defilede izleme fırsatım oldu. Ama modellerin içinde en çok beğendiğim Özge Ulusoy ve Sema Şimşek'di.