- 9/30/2010
- 2 Comments
Ünlü Stil köşemde kusursuz fiziği ile Almanların medarı iftiharı olan Claudia Schiffer'a yakından bakalım. 90'ların ünlü top modelinin adını eskisi kadar sık duymasak da o Londra'da ailesiyle birlikte mutlu mesut yaşamını sürdürüyor. Çocuklarını okula bırakıp, okuldan alan güzel anne podyumlara veda ettiğinden beri yaşamını anneliğe odaklamış durumda. Bu sebeple objektifler de onu çoğunlukla bu anlarında yakalıyor. Sadece özel davetlerde, moda haftalarında, ödül törenlerine katılmakla yetiniyor. Ama bu sessizliğine tasarımcılığa yaptığı geçiş ile son verecek gibi görünüyor; önümüzdeki günlerde moda dünyasında adını daha sık duymaya şimdiden hazır olalım. Yakın zamanda üçüncü çocucuğunu doğurmasına rağmen fiziğinde herhangi bir değişiklik bile yok. Acaba o da Ebru Şallı gibi doğum anına kadar pilates yapanlardan mı? :P

Günlük hayatında krem rengi ve tonları onun vazgeçilmezi. Babetleri yada botları tercih eden model uzun boyunun avantajı ile gücünü topuklardan almadan ne giyse yakıştırmasını biliyor; desenli fularları ile kıyafetine hareket de katıyor. Çok riskli, iddialı seçimler yapmadığı gibi renklerle oynamayı da çok sevmiyor. Claudia Schiffer'ın çizgisi tam anlamıyla bohem kokuyor. Davetlerde ne kadar şık olsa da günlük stilinde ki otantik havasını sokaklara taşıyor. Balenciaga'nın renkli patchwork çantası ise en sık kullandıkları arasında.

Resimlerden de anlamış olmalısınız ki bu kadın gece gündüz siyah opak çoraplarından vazgeçmiyor! Elbisesinin ve eteğinin altına çorap giymeden dışarı adımını atmıyor! Bu kadar sık giymesi bacaklarını ince göstermek veya selilüt problemini saklamak için değildir tabi. Hamileliğinde giydiği elbiselerle rahat ve şıklığı bir arada sunuyor.
Makyaj konusunda mümkün olduğunca naturel tonları tercih eden Claudia; bakışlarım, altın renkli saçlarım ve gülüşüm yeter diyor ama göz kalemi ve eyelinerın iri gözlerine yaptığı etki bambaşka! Nötr rengi rujlar ve elmacık kemiklerinin üzerine uyguladığı toprak tonundaki allık ile genç ve taze bir görünümüne kavuşmasını sağlıyor. Saçlarını abartılı yada çok iddalı biçimlerde göremesek de hiçte sıkıcı görünmüyor. Genellikle düz kullanmayı sevdiği ultra parlak saçlarını ara sıra topuz ve dalgalı modellerde kullanıyor. Biz de saçlarımız üzerinde yarattığı ışıltılı etkiye bayıldığımız için yaz kış fön sevdasından vazgeçemeyenlerdeniz işte! Kısa saç ile hiç göremediğimiz Claudia firmalar ile yaptığı anlaşmalar yüzünden saç şekli ve rengi ile de oynayamıyor.

Siyahın cazibesine kapılanlardan biri de Claudia Schiffer. Angelina Jolie gözüme bu nedenle fazla itici görünmeye başlamıştı ama Karl Lagerfeld'in göz bebeği modeli için aynı düşünceden çok uzağım. Siyah bu kadında her kıyafetinde ayrı bir hava verdiği gibi sarı saçlarına da çok yakışıyor.

Çok basit görünen parçaları birleştirerek bu konuda tecrübesini konuşturan sarışın model, pantolon ve ceket ikilisi ile çaba harcamadan şık görünmenin ip uçlarını veriyor. Kışın hırka ve kaban kadar pelerin de giymeyi seviyor. Moda dünyasına giren Claudia Schiffer kendi giyimi konusundaki başarısının ne kadarını podyum dünyasında gösterecek? Bekleyip, görelim...

Çok basit görünen parçaları birleştirerek bu konuda tecrübesini konuşturan sarışın model, pantolon ve ceket ikilisi ile çaba harcamadan şık görünmenin ip uçlarını veriyor. Kışın hırka ve kaban kadar pelerin de giymeyi seviyor. Moda dünyasına giren Claudia Schiffer kendi giyimi konusundaki başarısının ne kadarını podyum dünyasında gösterecek? Bekleyip, görelim...
- 9/30/2010
- 2 Comments


Yarı değerli taşlar, metaller yada pleksiglasstan yapılan büyük kolyelerle kıyafetlerimizi gösterişli kılmamız mümkün. Kocaman kolyeler ile abartılı gözükme devri çoktan kapandı. Daha önce Olivia Palermo'nun bu kolyelere bağımlılığına değinmiştim. Topshop ve Forever New gibi markalarda zevkinize uygun büyük kolyeler mevcut. Aksesuarların gözbebeği büyük kolyeleri benden başka sevenlerde var mı? :)) An itibari ile Didem'in İzi 'nin yaptığı harika takılarından birine sevgili Stil Direktörü 'mün yaptığı çekilişle sahip oldum. Kolyeler ile ilgili bu haberimin üzerine sürpriz oldu :) Didem'in İzi'nin pleksiglasstan yaptığı güzellikleri merak edenleri http://www.dideminizi.com/ 'a alalım. Her ikisine teşekkürler...

- 9/26/2010
- 8 Comments
Bu kış 70'ler ve 80'lerde ki takım elbisler farklı formlarda karşımıza çıkıyor. İçimizde bir yerlerde klasik ve sofitiske bir kadın varsa bu kış bunu dışa vurma zamanı. Sert görünmek için değil ağırbaşlı gözükmek isteyen iş kadınlarının gün işinde tercih ettikleri arasında yer alan takımlar ister bol, ister dar kesim olsun rahatlığı ile bayanların imdadına yetişiyor. Çok anne işi gibi düşüncelere saptanmadan önce modacıların tasarımlarına bir göz atın. Vücut tipine göre yapılan doğru seçimle daha ince gözükebiliriz. Hermes, Antonio Berardi, Balmain gibi markalar bluzla birlikte kullanırken, diğerleri sadece ceketin gücüne güvenerek dişiliğe dem vurmasını bilmiş. Modacıların bu tasarımlarından ilham alarak kendi parçalarınız ile kendi stilinizi yaratabilirsiniz.

Dolce & Gabbana ve Alexander Wang gibi modacılar bu sene çorapların bacaklardaki yükselişine geçmesine kayıtsız kalmamış; etek-ceket takımlarında çorap kullanmayı ihmal etmemiş. Kış için gri ve siyah renkler ön plana çıksa da Givenchy kırmızısıyla, Sophia Kokosalaki camel rengiyle farklılık yaratmak isteyenleri düşünmüş.

- 9/25/2010
- 0 Comments


Havalar içimizi karartma evresine girmişken ben Gossip Girl'ün yeni sezonundaki kıyafetlerine bakıp yazın çoşkusunu bir süre daha sürdürmeye karar verdim. Gossip Girl dizisini sevmeyenleriniz, burun kıvıranlarınız varsa, ya modaya çok düşkün değilsinizdir ya da diziyi henüz izlememişsinizdir :) Renkli ve birbirinden cezbedici kıyafetleriyle moda severleri ekran başına yapıştırıcı bir etkisi var bu dizinin. Çiçekli ve rengarenk elbiseler, eğlenceli mini etekler, şık şapkalar, en son moda ayakkabılar ile yaklaşan kışa inat içimizi serinleten bir tura çıkalım. Cnbc-e de Ekim ayında yayınlanacak 4. sezonu merakla beklerken Serena ve Blair stiline yakından bakmak yetmez; Blake Lively ve Leighton Meester'ın set dışındaki giyim stillerine de göz gezdirelim. Yeni sezonda diziye girecek olan Katie Cassidy adından çok söz ettirecek benden söylemesi.

Serena Van der Woodsen'ın ismi bile yeter, kraliyet soyundan gelenleri bile kıskandıracak kadar ağzı dolduruyor :) Küçük Sırlar dizisindeki Su ismi bununda yanında pek sönük alır ama olmuş bir kere :)) Yeni sezona başlarken onu renkli kıyafetler içinde B'si ile birlikte Paris sokaklarını arşınlarken göreceğiz. Kot pantolon ve t-shirt gibi en basit parçaları aksesuarın dayanılmaz gücü ile birleştirince nasıl stil görünmesin! Aksesuarlar onun tamamlayıcısı ve kendisine benzersiz bir hava katıp, bu işi çok iyi bildiğini bize gösteriyor. Desenli ve baskılı elbiseler onun tarzı değil, sokak stili ile pahalı parçaları harmanalayarak kendine özgü stilini oluşturuyor.

Set arasındaki koşuşturmacasında ise yine mini etekler, şortlar ve elbiseler içinde görüyoruz. Bacak boyu bir hayli uzun olunca o da bunu kullanıp minilere yöneliyor. Gösterişten uzak ama bir o kadar da şık, klasik Amerikan kızının yansımasını Blake Lively'de bulmak mümkün.

Çiçek figürlerine, dantellere, fırfırlara, renge ve elbiselere aşık biri Blair Waldorf. Pantolonun her türü, t-shirtler, düz ayakkbılar ona çok uzak. Gösteriş, uyum, kusursuzluk kelimleri Blair'ın hayatının bir parçası. Serena'nın dağınık saç stili yerine o harika bukleleri ile etrafına gülücükler saçmayı seviyor. Tabi saçlarından eksik olmayan saç bantlarını da unutmamak gerek; bir kraliçe arının taçsız olmasını kim bekleyebilir ki? Yeni sezonda Paris sokaklarında çiçek figürleriyle bezeli elbiselerle açılışı yapacak. Her türlü entrikasını göz önüne alsak da bu kadar gösterişli ve sevimli olduğu için onu kim suçlayabilir?

Leighton Meester hayatında dizideki rolünden oldukça farklı bir tarza sahip. Pantolon sevmeyen Blair'ın aksine Leighton kargo pantolonlar, jean şortlar, bol t-shirtler ve gömlekleri tercih ediyor. Yüksek topukları sevse de sandaletlerinden de vazgeçmiyor. Saçları ise kusursuzluğa inat doğal haline bırakmayı seviyor. Blair gibi bir karakteri canlandırmak gösterişi seven yanını yeterince tatmin ediyordur belkide :)

Diziye yeni sezonda Katie Cassidy gibi bir güzellik daha girecek ki sormayın. İsmi yabancı gelse de 'Supernatural'ı izleyenler bilir orada Ruby karakterini canlandırmıştı. Yeni sezonda Nate'in sevgilisi olarak diziye girecek Cassidy'in Gossip Girl'de ki etkisi ne boyutta olacak izleyip görmek lazım.
- 9/22/2010
- 5 Comments

9 - 16 Eylül tarihleri arasında gerçekleşen New York Moda Haftası ardından ilgimi çekenleri sizlerle paylaşmaya devam ediyorum. Ama bu blog orada olan her şeyin an ve an takip edildiği bir ortam değil. Bir çok yabancı sitede bu defileler detayları ile anında takip edilebiliyor. Ben dikkatimi çekenleri sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.
Gelinlik tasarımlarıyla nam salan Monique Lhuillier, elbiselerin ağırlıklı olduğu ilkbahar - yaz koleksiyonunda yüksek kesim bel pantolonları ve straplez bluzları da unutmamış. Geçen sezon yaz koleksiyonunda siyahlara ağırlık vermiş olsa da bu sene pastel tonları ile bahar havasını yansıtmış.
Gelinlik tasarımlarıyla nam salan Monique Lhuillier, elbiselerin ağırlıklı olduğu ilkbahar - yaz koleksiyonunda yüksek kesim bel pantolonları ve straplez bluzları da unutmamış. Geçen sezon yaz koleksiyonunda siyahlara ağırlık vermiş olsa da bu sene pastel tonları ile bahar havasını yansıtmış.

Monique Lhuillier gelinlik modelleri kıvamındaki organze elbiselerini renkler ile bütünleştirmeye karar vermiş görünüyor. Petrol mavisi, kırmızı ve kahverengi ile gösterişli parçalara hareket katmış, durum böyle olunca da yıldızların Monique Lhuillier'e kayıtsız kalmaları çok zor görünüyor.

Masumiyet denilince akla ilk gelen beyaz rengi Monique Lhuillier dantelleri ve işlemeleriyle bu kavramı daha da vurgulamış. Kokteyl elbiseleri çok sıradan ve görmeye alıştığımız kesimlere sahip gibi görünse de çiçek işlemeli ceket ve eteklerine laf yok!

Fildişi rengindeki kumaşlar ile uyumlu olan tablo güzelliğinde ki bu elbiseler hem romantik hem de oldukça yumuşak görünüme sahip. Sulu boya darbeleriyle yaratılmış çiçek desenleri prenseslere layık zarifliğe sahip.

Masumiyet denilince akla ilk gelen beyaz rengi Monique Lhuillier dantelleri ve işlemeleriyle bu kavramı daha da vurgulamış. Kokteyl elbiseleri çok sıradan ve görmeye alıştığımız kesimlere sahip gibi görünse de çiçek işlemeli ceket ve eteklerine laf yok!

Fildişi rengindeki kumaşlar ile uyumlu olan tablo güzelliğinde ki bu elbiseler hem romantik hem de oldukça yumuşak görünüme sahip. Sulu boya darbeleriyle yaratılmış çiçek desenleri prenseslere layık zarifliğe sahip.
- 9/20/2010
- 2 Comments

Sizlere bu kadar geçmiş yıllara dönüş yaşattıktan sonra geçmişin bugünkü güzelliğini bizlere sunan İpekyol'un 2010 Sonbahar - Kış koleksiyonundan bahsetmemek olmazdı. Bu kış öyle görünüyor ki camel her yerde hakimiyetini ilan edecek. Camel renginin en güzel özelliği hemen hemen her renk tonu ile kullanabiliyor olması. Asla modası geçmeyen bu renk İpekyol'un çağdaş tasarımları ile hayat bulmuş. Hem çalışan hem de ev işlerinin hızına yetişmeye çalışan kadınları düşünen İpekyol rahat ve şıklığı bizlere bir arada sunuyor. Her kadının dolabının olmazsa olmazları vardır ya; işte bu parçalara koca bir koleksiyon sığabilir. Modası hiç geçmeyen bu renk ile kaşmir kabanlar, yüksek kesimli pantolonlar, vintage etkisi hissedilen etekler bizi kendine çekmeyi başarıyor. Bu parçalara kayıtsız kalmanın olanağı var mı?
- 9/18/2010
- 2 Comments

Carey Mulligan'ı Vogue'un Amerikan sayısında Valentino, Chanel, Dior'un couture tasarımları içinde,kalın ve koyu renkli kaşlarıyla bulacağız. 'Blue Valentine' filminde birlikte rol alan Michelle Williams ve Ryan Gosling W dergisi için bir araya gelmiş. Michelle'in bebeksi yüzü dergi kapağını aydınlatır güzellikte olmuş. 60'lı yıllardan esintiler hissedilen çekimde Drew Barrymore hiç yaşlanmayan güzeller listesinde yerini alabilir. Katie Holmes Marie Claire dergisi kapağındaki elbisesi J.Mendel imzalı. Glee'nin yıldızı olduğu kadar artık kırmızı halının da yıldızı olmaya başlayan Lea Michele bu gülüşü ile Julia Roberts'ın tahtına aday olabilir mi acaba? :) 'Dear John' filmiyle öne çıkan Amanda Seyfried Louis Vuitton'un elbisesiyle Elle'in kapağını süslemiş.
- 9/16/2010
- 2 Comments
Sonunda 1950'leri yazabildim. Sonunda diyorum çünkü 50'lerdeki ikonların çokluğu ve her birinin dönemde göz ardı edilmeyecek yerlerini, önemini düşünürsek epey bir uğraş gerektirdiğini takdir edersiniz. Umarım sizde okumaktan sıkılmaz, keyifli vakit geçirebilirsiniz.
1950'lerde ki pin up kızlarındaki özelliklerini kısaca sıralarsak cazibesi ile bizi alt üst edenlerden, masumiyet çağını yazanlara, gerçek prenseslerden, seks sembollerine, menekşe gözleriyle yakanlardan, sarışınlığın tarihini yazan kadınlara kadar uzanan bu geniş 50'ler yelpazesinde sizde aralarından kendi pin up kızınızı bulun! Biliyorum aralarından birini seçmek zor olacak ama okuduktan sonra karar vermek belki daha kolay olur...




Efsanevi moda ikonu olduğu gibi oyunculuk yeteneğiyle de oscar heykelciğini kapan ve beyaz atlı prensinin sizi kulenizden kurtarmaya çalıştığı hayallere dalarken o bu masalı gerçeğe dönüştürenlerden biri: GRACE KELLY.
Monaco prensi ile hayatını birleştirdikten sonra bu efsane moda ikonu, ünvanlarına bir yenisini daha ekledi; Prenses Grace Kelly. Şimdi çarşıya, pazara giderken kollardan düşmeyen Hermes çantaları o zamanın stil ikonu Grace Kelly'nin onuruna 'Kelly' isimli bir çanta bile üretmişti.; kaç kişi Hermes tarafından unutulmazlık sembollerinin arasında yerini alabilir ki? Onun yörüngesine girdiğiniz anda zerafeti ile sizi içine alır ve eski türk filmlerindeki hanımefendilerin masumiyetinin altında yatan güzellik gibi akıllardan asla çıkmaz.
Onun görkemli gardrobunda kimler yoktu ki... Yves Saint Laurent, Balenciaga, Chanel, Dior, Lanvin gibi dünyada moda devlerinin emrine amade olduğunu düşünürsek saydıklarım ufak bir bölümü olabilir ancak. Vintage elbiselerin değerinin Grace Kelly gibi ikonların esintisinden geldiğini bilirsek ne kadar değerli olduklarını ve asla niye eskimediklerini anlamamız zor olmaz. Grace kimileri için mesafeli gibi görünse de ağırbaşlı tarzıyla doğru duruşunu kanıtlamış isimlerden biri.


Kesinlikle çok cesur ve kendini doğru ifade eden kadınlardan biri SOPHIA LOREN. Yıldız ve aktrist kavramlarının birbirinden çok farklı olduğunu düşünen ve kendisini aktrist kategorisinde tanımlayacak kadar alçakgönüllü.


'Yüzyılın en çekici kadınlar' listesinde bir numarada olabilmeyi ve o listede her zaman kalabilmeyi platin sarısı saçlarına değil; kendine özgü kadını özgürce ortaya koyabilmesine borçlu MARILYN MONROE.
Playboy dergisine kapak olduğu 1950'lerde erkeklerin dikkatini çekmeyi başarsa da o hep ne istediğini bilmesi sayesinde seksi sarışın ünvanını korudu. Beyaz bir elbise, kırmızı bir ruj, aşağıdan gelen hafif esintinin de katkısıyla 'Yaz Bekarı' filmindeki bu ikonik görüntü ile hafızalarımızdan yüz yıllar boyu çıkmayacak tek kadın olma özelliğine sahip Marilyn Monroe . Bu sebeple günümüzde pin up kız sembollerinde en çok rastladığımız yüzün Marilyn'nin ki olması tesadüf değil.
Görüntüsünün aksine Hollywood'da para onu ilgilendiren konular arasında hiç olmadı; o işin kendini harika hissetmek kısmındaydı. Kadınsı duygularını ifade etmek ve dışa vurmak onun doğasında olduğu için bugün bile aşk hayatı gündeme gelip, giyim stili ile de onun taklit eden ünlüler çıkıyor. Taklitler aslını yaşatır sözü onun sayesinde tasdiklenip, onaylatılabilir. Marilyn aptal sarışın rollerinde oynasa bile bir kadında olması gereken herşeye sahipti ama gözlerindeki hüzün ve çocuksu gülümseyişi ile gerçeğin ta kendisiydi.



Menekşe gözlü yıldız ELIZABETH TAYLOR' özellikle bu gözlerinin farklılığı ile sinemada iz bırakmıştır. Mücevherlere olan düşkünlüğü ile nam salan bu kadına Kleopatra gibi gösterişli bir film ancak yakışabilirdi. Mücevherlere o kadar tutkuyla bağlı ki bunun üzerine bir kitap yazıp, mücevherci dükkanı bile açmış! Kendine düşkünlüğü narsistlik seviyesinde olup, lüksü hayatının merkezine bile koysa o sempatikliği ile kendini sevdirmesini biliyor. Hayat dolu bu güzel şimdi bir köşesine çekilip oturmak yerine zamanının büyük bölümünü AIDS için yapılan yardımlara katkıda bulunarak geçiriyor.

- 9/13/2010
- 11 Comments

Blake Lively 1.80'in üzerindeki boyu, uzun mu uzun bacakları, kısacası çuval giyse yakışır fiziğiyle katıldığı davetlerde dikkat çekmeyi hep başarıyor. Toronto Film Festivalinde giydiği kırmızı Chanel couture ile bu kez ortalığı yakmayı başarmış. Peki kırmızı yüzükler ve ayakkabılara ne demeli?
- 9/13/2010
- 0 Comments

Ciara'nın seçimini beğenmemek ne mümkün Givenchy'nin bol tüllü elbisesi enfes! Uçuk pembe dolgu topukları da yakışmış.



Ödül Kazananlar:
Video of the Year : Lady Gaga
Best New Artist : Justin Bieber
Best Hip-Hop Video : Eminem ( Not Afraid )
Best Pop Video : Lady Gaga ( Bad Romance )
Best Male Video : Eminem ( Not Afraid )
Best Female Video : Lady Gaga ( Bad Romance )
Best Collaboration : Lady Gaga - Beyonce ( Telephone )
Best Dance Music Video : Lady Gaga ( Bad Romance )
Best Choreography : Lady Gaga ( Bad Romance )
Best Cinematography : Jay-Z Alicia Keys ( Empire State of Mind )
Best Direction : Lady Gaga ( Bad Romance )
Best Editing : Lady Gaga ( Bad Romance )
- 9/13/2010
- 0 Comments