1998 yılında ona dünya çapında ün ve Oscar heykelciği kazandıran 'Shakespeare in Love' filminin üzerinden tam 14 yıl geçti. Bunca geçen zamana rağmen Gwyneth Paltrow hala sinema kariyerindeki başarısını sürdürmeye ve formunu korumaya devam ediyor. 2012 yılında People Magazine tarafından ''Dünyanın En Güzel Giyinen Kadını'' ünvanına da sahip olduktan sonra stiliyle de adından söz ettirdiğini kanıtladı.

Hollywood prodüktörü Bruce Paltrow ve aktrist annesi Blythe Danner sayesinde ayrıcalıklı bir yaşam içinde doğup büyüyen Gwyneth, Hollywood'un yakışıklı erkeklerinin de gönlüne girmeyi başardı. Brad Pitt ve Ben Affleck ile uzun birliktelik yaşadığı dönemde magazin basının gündeminden de düşmedi. Geçmiş yıllarda Brad Pitt'in onu terk etmesinin ardından çok etkilediğini itiraf ettikten sonra Ben Affleck'in de kendisini reklam aracı olarak kullandığını anlattı. Kısacası sinema dünyasının ünlü erkekleriyle yaşadığı ilişkiler kendi açıklamalarına göre yorucu geçmiş. 2003 yılında Coldplay'in solisti Chris Martin ile evlenerek mutlu sona ulaşmış görünüyor.

İlk çocuğu Apple'ın doğumunun ardından bilinçli bir şekilde ortadan kaybolan oyuncu ''Iron Man'' ve Joaquin Phoenix ile başrollerini paylaştığı ''Two Lovers'' filmleriyle beyazperdeye iyi bir dönüş yaptı. Oyunculuğu bir çok aktrise kıyasla bana göre iyi olmasa da yeteneksiz kelimesini onun için kullanmak haksızlık olur. Zerafeti, asaleti, kırılgan görüntüsü ve farklı havasıyla onu günümüzün Grace Kelly'si olarak görenler oldukça fazla. 

Son yıllarda iyice ortaya çıkardığı seksi tarzı ve dergilere verdiği iddialı pozlarıyla stilini, kişiliğini iddialı bir şekilde ortaya koymaktan artık çekinmiyor. Harper's Bazaar'ın Mart sayısında 2011 yılı ANDAM ödüllü sahibi Anthony Vaccarello'nun tasarımı içinde bu meydan okuma fazlasıyla hissediliyor. Nötr renklerden vazgeçmeyen oyuncu aksesuarlarını da minimal seviyede tutuyor. Ya çok uzun yada çok kısa boylarda elbiseyi tercih ediyor. 

2012 Oscar Ödül Töreni'nde giydiği elbisenin hafızalarımızdaki yer ayrı. Gecede Tom Ford'un keskin formlardaki elbisesi içinde sıradışı bir silüet ve heykelsi bir duruş sergilemişti. O gece sadece kırmızı halı geçidini izlemek için uykusuz kalanları en çok tatmin eden isimden biri olmuştu. İşlemeler, desenler, baskılı kıyafetler onun tarzına uygun değil. Duruşu, kişiliği ve kendine güveniyle giydiği kıyafetlere bu havasını yansıtıp büyülemeyi başardığı için modacılarda onunla çalışmak için sıraya giriyor. Kırmızı halıda çoğunlukla Monique Lhuillier, Versace, Calvin Klein, Valentino, Donna Karan, Lanvin gibi tasarımcıların kıyafetlerini tercih ediyor.

Saç kesimin ne kadar önemli ve güçlü bir sembol olduğunu Gwyneth Paltrow yıllar içinde gösterdiği değişimle bize kanıtlamış durumda. 1997 yılında ''Sliding Doors'' filminde kısacık saçlarıyla gördüğümüz oyuncu bu kesimiyle geniş çenesi ve belirgin elmacık kemiklerini ortaya çıkardı.. O dönemde bu sebeple sevgilisi Brad Pitt ile yüz benzerliği bile konuşulmuştu. 1998 yılında ''Great Expectations'' filmiyle bob model saç kesimini kullanmaya başladı. 2000 yılında sevgilisi Ben Affleck ile birlikte rol aldıkları ''Bounce'' filmi için saçlarını siyaha boyatsa da sarışınlığa dönmesi uzun zaman almadı. 2008 yılında 'Iron Man' için saçlarını orta uzunlukta kullanmaya başladı. 2010'da 'Country Strong' filminin galasında platin renkli, rapunzelvari saçları ve koyu renk göz makyajıyla karşımıza çıktı. Bu seneki Oscar ödüllerinde uzun saçlarını atkuyruğu yapmayı seçti. Ama bu haliyle 1998 yılındaki haline dönüp geçmişe yolculuk yapmak istemiş gibi duruyor.  

Beslenmesine ve vücuduna dikkat eden Gwyneth bunun için mini etek ve şortlarla bacaklarını gizlemekten kaçıyor. Mikro mini şortları, blazer ceketler ile tamamlayarak kimileri için abartı bir etki yaratabilecekken onun zarifliği ile bütünleştiğinde bu iddialı duruş daha yumuşak bir etki bırakıyor. Iron Man 2'nin galasında giydiği Giorgio Armani'nin jakarlı şort-ceket takımıyla dikkatleri üzerine çekmesi gibi. Onun minimal ve American-chic tarzı yakın arkadaşı Stella McCartney'nin modern, cool ve giyilebilir tasarımlarıyla uyumluluk gösteriyor.

2005 yılında Estee Lauder'in Pleasures parfümünün tanıtım yüzü olduktan sonra bu sene Hugo Boss'un yeni parfümü Boss Nuit Pour Femme için seçilen isim oldu. Max Factor'ün  2013 yılı güzellik temsilcisi olmaya ise şimdiden aday görünüyor. Anlaşılan o ki geçtiğimiz günlerde 40 yaşına basan Gwyn markalar için aranan isim olmaya devam edecek. Günlük hayatında Stella McCartney'nin üstleri, jeanleri ve montlarını tercih eden oyuncunun canlı renklerle pek arası yok. Ayakkabı seçiminde de aynı şekilde canlı renklerden uzak duruyor.

İki çocuk sahibi olduktan sonra doğumdan sonraki kilolarından kurtulmak için çılgınlar gibi spor yapanlardan biri. Fiziksel değişimini özel spor eğitmeni Tracy Anderson'a (aynı zamanda Madonna'nın da spor hocası) borçlu. Sadece estetik kaygıların değil, hayatının kontrolünü ele geçirme arzusundan kaynaklı bu yanını yoga tutkusuyla birleştirmeyi başardığını söylüyor. Koşuya çıkarken Stella McCartney'nin aviator güneş gözlüklerini kullanmayı tercih ediyor. 2009 yılında kurduğu GOOP.com isimli sitesinde doğal bir yaşam için yapılması gereken değişikliklere yer verdiği gibi çevresel farkındalık ve beslenme ile ilgili ipuçları da veriyor.

Gwyneth Paltrow şarap gibi kadın tanımının karşılığında çoktan yerini aldı. Siz ne dersiniz?