New York'tan başka yerde film çekmeme kuralını bozup önce İngiltere'de 'Scoop', 'Match Point' ve 'Cassandra's Dream'i çeken Woody Allen daha sıcak bir yere 'Vicky, Cristina, Barcelona' ile İspanya'ya yöneldi. Allen baskıcı Amerikan kültüründen kurtulup Barselona'nın sıcak atmosferi içinde tavırları, arzuları, her biri farklı ilginç kişilikleri bir araya getiriyor. Aktörler, aktrisler, sürekli şarap yudumlarken gitar tınıları eşliğinde bohem, kaygısız yaşam tarzının rahatlığına kendimizi bırakıyoruz...
Evlenmek üzere olan, güvenli ilişkilerin kadını Vicky rolünde Rebecca Hall hem ne istediğini çok iyi bilen hem de tahmin edilmeyecek davranışları olan, mesafeli ama bir o kadar da cana yakın olabilen bir kadın rolünde. Amerika'daki stabil hayatından Cristina ile yaptığı Barcelona seyahati sayesinde uzaklaşan Vicky'nin ikilem yaşamasına sebep olan en büyük etken ise İspanyol ressam Juan Antonio'dur. Filmdeki en klasik tarza sahip olan Vicky gömlekler, boot-cut jeanler, büyük boy çantalar, sandaletleri ve vazgeçilmez aksesuarı saatiyle zamansız parçaları kullanmaktan hoşlanıyor.
Woody Allen'ın en iyi filmlerinden biri olmasa da Gaudi'nin şehrinde Scarlett Johansson keten pantolonlar, jeanlar ve askılı t-shirtlerden oluşan stiliyle özgür ruhlu, hedonist yapısı olan Cristina rolünde basit ama seksi seçimleriyle karşımıza çıkıyor. Vicky ve Cristina sadece bir bavulla İspanya'ya geldikleri için film boyunca aynı parçalarla farklı şekilde kombinlerle karşımıza çıkıyorlar. Cristina flip-flopları, postacı çantaları, aviator güneş gözlükleriniden vazgeçmiyor. Karmakarışık duygular altında kalan birini canlandıran Scarlett Johansson'un ise Allen ile birlikte çalıştığı üçüncü filmi olma özelliğini taşıyor.
Juan Antonio'nun sürekli bahsettiği eski eşi Maria Elena ise melon şapkaları, fildişi rengi pantolonları, u yaka pembe ve beyaz elbiseleriyle doğal bir bohem havaya sahip. Penelope Cruz 1 saat kadar filmde görünmese bile dağınık saçları, elinden düşmeyen sigarası ve çoğunlukla çıplak ayaklı haliyle varlığını fazlasıyla hissettiriyor. Kadınsı, yumuşak ama bir o kadar da tutkulu, çılgın, sosyopat, intihara eğilimli, özgür ruhlu Maria Elena bir omuzunda asılı fotoğraf makinesiyle bir yanda çantasıyla renkli bir karakter olarak şehrin sokaklarında dolaşıyor. Keten, dantel, basit beyaz elbiseleri içinde Dolce&Gabbana koleksiyonuna benzer seçimleriyle zarif şekilde süzülüyor.
- 10/31/2013
- 0 Comments