90'lı yıllardan sonra belli aralıklarla kendine yer bulan ve rahatlıkları ile moda dünyasının dikkatini çeken tulumlar, bu sezon Industrie Denim'de yeniden karşımıza çıkıyor. 

Yıllardır maskülen ve özgür modanın temsilcisi olan tulumlar, bu yaz yine ön planda. Birçok moda markası koleksiyonlarında tulumları yeniden yorumlarken, ünlü isimler de tarzlarını tulum şıklığı ile birleştiriyor. Dünyaca ünlü markaların 2014 yazı için hazırladığı tulum tasarımları ile gündüzden geceye rahat bir şıklık sunan Industrie Denim, endüstriyel görünümü şehir hayatıyla buluşturuyor. Denimden özel kumaşlara, klasik renklerden eğlenceli desenlere kadar birçok sıra dışı tasarımı bulunan tulum modelleri havalı bir stil yaratıyor. Current Elliot, Joe's Jeans, Mother Denim, Paige ve Unif Clothing markalarının denim tulum modelleri bu yaz özgürlüğe davet ediyor. Rahatına düşkünlerin vazgeçilmez parçası olan denim tulumları, yaz boyunca askılı tişörtler ve büstiyerlerle kolayca kombinleyebilirsiniz. Tulumların şort tasarımları da sıcak havaların en büyük kurtarıcısı oluyor. Rahatlık, tulumlar ile gece şıklığına da yansıyor. Şık topuklu ayakkabılar ile buluşan Addison ve Demoo Parkchoonmoo tulumlar da yaz gecelerinin ideal tarzını oluşturuyor. 

ABD'li mağazalar zinciri Industrie Denim, Zorlu Center AVM ve Akasya Acıbadem'deki mağazalarında. 

Amerikan markası Ann Taylor için kırmızı halıdaki stilini günlük hayata taşıyan bir koleksiyon hazırlayan Kate Hudson, gardırobun kurtarıcı parçalarından olan siyah kalem eteği baskılı tişörtle tamamlayıp Chanel çantası ve hardal renkli Louboutin stilettolarıyla klasik, rahat ve modern görünümüyle yine formunda. 

Hollywood'un genç çiftlerinden Emma Roberts ve Evan Peters çifti yine salaş uyumlarıyla birbirini tamamlıyor. Bu kadar cool bir çift yan yana olunca en özensiz halleri bile dikkat çekiyor.

Modayı yakından takip edip, kendine has yorumuyla parçaları eşleştiren  Diane Kruger 'less is more' sözünün hakkını veriyor. Jean ve şortlarını zincirli çantaları ile tamamlamaktan hoşlanan aktris günlük hayatında elbise ve eteği de sıklıkla tercih ediyor. Karl Lagerfeld'in sevdiği yüzlerden biri olan Diane Kruger'ın 15 yaşında Chanel için modellik yapmaya başladığını ve kırmızı halı için ilk tasarımları gönderenin de Chanel olduğunu düşünürsek ilham alınası stiline hayran olmak çok doğal. 

'Missguided' giyim markasıyla işbirliğine giderek minimalist bir teması olan giyim koleksiyonu çıkaran Nicole Scherzinger Beverly Hills'de maxi elbisesi, panama şapkası ve büyük güneş gözlükleriyle casual görünümünü korurken 70'lerin bohem havasını yansıtıyor. 

Çocuklara yönelik çevre dostu ürünler satan 'The Honest Company'nin de sahibi olan Jessica Alba şirketinin toplantısına katılırken lila renkli bluzunu uzun ceketi, koyu renkli jeani ve düz ayakkabılarıyla tamamlamış. Topuz yaptığı saçları, inci küpeleri ve Jenni Kayne'nin loaferları parçaların bütünlüğünü daha da sağlamlaştırmış.

Yüksek topuklar alımlı görünümleri yerini sessizce babetlere bırakırken Emmy Rossum da Charlotte Olympia'nın kedi figürlü olanlarını seçmiş. Shameless'ın oyuncusu örgü saçları, abartıdan uzak kıyafet ve makyajıyla kendi çizgisinin dışına çıkmadan günlük hayatına bu formları uygulamış. 

67. Cannes Film Festivali'ne, altıncı kez katılan ve hiçbir filmiyle ödülsüz dönmeyen Nuri Bilge Ceylan'ın Altın Palmiye'yi  'Kış Uykusu' ile almasıyla sona erdi. 

Gossip Girl dizisi ile tanıdığımız Blake Lively ve eşi Ryan Reynolds geçtiğimiz günlerde düzenlenen MET Balo'sundan sonra bu defa da 'The Captive' filminin galasındaki uyumlarıyla dikkat çekiyor. Gucci'nin yüzü olan Blake de bizi şaşırtmadan illüzyon etkisi yaratan Gucci Premiere'in siyah-beyaz elbisesiyle yine muhteşem görünüyor. Tam anlamıyla Hollywood ihtişamını karşılar şekilde kırmızı rujuyla da bunun altını çizmiş. Modanın geçmişinde siyah-beyaz birlikteliğinin onaylanmadığı pek görülmese de bu iki renk son zamanlarda farklı tasarımlarla ve şekillerde sıklıkla vurgulanmaya başladı. 

Fransız Rivierası'nın en güzel duraklarından biri olan Cannes'da Karl Lagerfeld'in ilham perisi Chanel Couture parıltılı saydam payetlerle süslü tuvaletini Sophia Webster stilettolarıyla tamamlamış. Zahmetsizce hazırlanmış görünümü, kendine özgü stiliyle festivalin ikinci günü de en çok konuşulan isimlerden biri oldu. L'oreal Paris güzellik elçisi olan Blake bu seneki Cannes Film Festivali'nde kırmızı halı yarışını açık ara kazandı.

Cannes Film Festivali, kırmızı halının hakkını her daim verebilmesiyle diğer ödül törenlerinden bu anlamda bir adım önde oluyor. Blake Lively ise bir 'Gossip Girl' kızı olarak bu sene efsane seçimleriyle göz doldurmuş. Bizimkisi zenginin malı züğürdün çenesi durumları olsa da Blake'e olumsuz söyleyecek tek bir şey bulamıyorum. 'Grace of Monaco' filminin gösteriminde Anna Wintour'un gözdesi yine Gucci Premiere tercih ederek hayalkırıklığına uğratmadığı gibi ilham alınası fikirler veriyor.

Moda konusunda sadece kendi gözüne güvenen, yardım alıp kafasını karıştırmaktan hoşlanmayan Blake Lively, Cannes'daki ikinci gününde uzuuun bacaklarını ön plana çıkaran Giambattista Valli Haute Couture mini elbisesi ve mücevherleriyle yine ışıl ışıl. Annesinin dolabındaki giysiler kendi stil anlayışına yön verse de Gossip Girl'deki rolünün etkisiyle moda dünyasında tanınır olması konusunda dönüm noktası olduğu kabul ediyor. 

Christian Dior feminen, yumuşak hatlı tasarımlarıyla bilinse ve zaman zaman çiçek motifleri ve renk kullansa da Raf Simons'ın başına geçmesiyle birlikte minimalist, keskin hatlı ve maskülen bir yana doğru eğilmeye başladı. 2007 yılında style.com'dan Sarah Mower Simons için ''21.yüzyılda unutulan 'alfa-kadını'nı hayata döndürecek tek tasarımcı ifadesini kullanaması da bu değişimin göstergesi niteliğinde. 

John Galliano'dan sonra Dior'un başına geçen tasarımcı ilk koleksiyonunu Paris'te 2012 Sonbahar/Kış moda haftasında sergilemişti. Raf Simons 2015 Cruise koleksiyonuyla, Dior kadınının çizgisini bozmadan, kendi yorumunu katarak, Fransız şıklığından ödün vermeden Amerikalı müşterileri de etkilemeyi başardı. Tasarımcılar yakın geçmişe sıklıkla referans verirken Simons da klasik ve moderni yeniden yorumlayıp vintage eşarpları da yanına almış ve bu kez alışılmışın dışında Amerika kıtasını keşfe çıkmış. Bu koleksiyonuyla daha romantik desenleri keşfe çıkan Simons, bel kıvrımını ortaya çıkaran feminen kesimleri hacimli, modern parçalarla buluşturmuş. Etek ve pantolon kesimlerinde yüksek beli yeniden yorumlayan tasarımcı yine yoğun kullanılan gösterişli çiçek baskılarını minimal dokunuşlarla birlikte yorumlamış.

Yılın moda kokan etkinliği 1948 yılından beri New York Metropolitan Müzesi'nde düzenleniyor ve her yıl farklı bir temaya ev sahipliği yapıyor. Met Gala, merakla beklenen kostüm sergilerinin yanı sıra her sene değişen, birbirinden yaratıcı temaları ile de diğer galalardan farklı bir yere sahip. Geçtiğimiz yıl punk ruhunun işlendiği  Met Gala, bu yıl vintage temasıyla Amerika'nın bilinen ilk couture tasarımcısı Charles James'e (1906-1978) adanıyor. Çoğumuzun ismini ilk kez duyduğu tasarımcı 40 ve 50'lerdeki tasarımlarıyla Amerikan couture anlayışını şekillendirenlerden biri. 8 Mayıs - 10 Ağustos tarihleri arasında 'Charles James: Byond Fashion' adı altında 100 tasarımının sergilenmesi planlanıyor. 

Stil sahibi çiftler olarak Met Gala'nın vazgeçilmez çiftlerinden Gisele Bundchen ve Tom Brady de kırmızı halıda uyumlu kıyafetleriyle yerini almışlar. Vücut hatlarını ortaya çıkaran Balenciaga tasarımı bir başkası için muhteşem sayılabilecekken Gisele için sıradan kalmış. 

New York'un en büyük yardım gecelerinden biri olan Met Gala'ya katılan Blake Lively -Ryan Reynolds çiftinde retro glam etkisi hissediliyor. Gucci Premiere parfümlerinin yüzü olan Lively'nin seçimi de Gucci'den yana olmuş. Blake Lively kusursuz görüntüsünü yandan ayırdığı yumuşak dalgalı saçlarıyla Hollywood glamour havasında!

Charles James'in sıradışı tülden ve satenden dikilmiş balo kıyafetlerini gözler önüne serileceği Met sergisi etkinliğinde bir tutam Oscar sofistikeliğinden biraz da Cannes'daki büyüleyici ve çılgın etkinden ekleyip ortaya çıkan bir gecede David ve Victoria Beckham çifti minimalizmin doruklarında geziyor.

James'in kıyafetleri vücut yapısına yönelik biçimli korseler, dökümlü göğüs dekolteleri, kum saati formu ve yere kadar uzanan eteklerden oluşsa da Victoria Beckham kendi yalın çizgisi olan markasının kesimleri ve kalıplarıyla 2014/2015 koleksiyonunda yarattığı sade ve sofistike etkisi eşiyle uyum içinde olmasını sağlamış.

Johnny Depp, Ralph Lauren Purple Label marka smokini ve vintage görünümünü tamamlamak için bir aksesuar olarak kullandığı bastonuyla Tim Burton filmlerinden fırlamış gibi. Gecenin teması seçilen vintage ünlülerin stilinde farklı yorumlarla buluşurken Amber Heard'ın Giambattista Valli'nin altın sarısı elbisesi Depp'in zincirleriyle uyum sağlamış. 

Sezonun vazgeçilmezi crop-top üstler de gecede en çok tercih edilenlerden. Siyah, lacivert gibi klasik renklerin yanı sıra sarı, pembe ve kırmızı gibi canlı renklerin de yer aldığı kırmızı halıda Emma Stone, Thakoon'un iki parçadan oluşan tasarımını, yana attığı casual saç örgüsü, bronz tonlarındaki göz makyajı ve pembe rujuyla tamamlayarak daha çok modern bir hava yakalamış. 

Bilet fiyatı 25 bin dolar olan gecede modayı bir sanat dalı yapma çabası içinde şık olmayı bir kenara bırakarak, aslında şöhret dünyasında karşılığının kişisel tanıtımı olmasına bakabiliriz. Bu sebeple kimi zaman kitsch, demode kıyafetlerle yer alsalar da önemli olan katılmış olmaktı demekle de yetinilebilir. Modaevlerinin kreatif direktörlerine ilham olacak güzellikte olup kendilerine askı rolü olmayı seçen isimlerden bazıları da yeni aşklarıyla konuşulmaya devam ediyor. Kırmızı halıda 53 yaşındaki Sean Penn ve 38 yaşındaki Charlize Theron gibi. Çok beğendiğim isimlerden biri olan Theron earcuff küpeleri, pixie saç modelini monokrom Dior couture ile birlikte tamamlamış. 

Kariyerinin başında annesinin tasarladığı el yapımı giysilerle kendini gösterse de şimdi tasarımcıların gözdesi olan Beyonce gala için Jay-Z ile uyum içinde. Ricardo Tisci'nin kadınlarından biri olan Beyonce bayıldığı 'deniz kızı' formundaki elbiselerini bir kenara bırakarak iyi bir tercih yapmış. 1920'lerdeki stili yansıtarak yüzündeki boncuklardan oluşan peçesi ve koyu bordo rujuyla daha çok gotik bir görünüm sergilemiş. 

Geçtiğimiz sene koltuk kumaşıyla kaplanıp gelmiş görüntüsü hala hafızalarımızdan silinmemişken bu yıl başkalaşım geçiren Kim ve Kanye Lanvin'in özel yapım kostümleriyle galaya katılmış. Anna Wintour'un popüler kültüre karşı takındığı tavır sebebiyle geçtiğimiz sene Met Gala'sına katılmasını engellemesine rağmen o baloya katılıp meydan okumuştu. Wintour da bunun üzerine kırmızı halı fotoğraflarından Kim Kardashian'ı kesip atmıştı. Anna Wintour da bu sene Amerikan Vogue dergisinin Nisan sayısına birlikte kapak yaptığı çift için: 'Ben bu kapağı Kanye çok istedi diye yapmadım Kim Kardashian'ın karakterinin güçlülüğü beni etkiledi, onun bu yaptıklarını yapabilmek herkesin harcı değil.' diyerek açıklamıştı. Haksız da sayılmaz.

Küratör Harold Koda, Charles James'ın moda uzmanları tarafından bilinmesine rağmen döneminde kendine ait marka yaratamadığı, geniş kitlelere ulaşamadığı için unutulduğunu öne sürmüş. Yonca elbisesinin eteklerine istediği formu verebilmek için plastik çubukları istediği boyutlara getirerek elbise için iskeletler tasarlayan James'in tasarımları moda çizimlerinden çok ayrıntılı planlara benziyormuş. Kullandığı bu iskeletlerin ağırlığı neredeyse 10 kilo civarında bile olsa elbiselerini giyen kadınlar şık göründüklerinden emin oldukları için şikayet etmemişler. 

Claire Danes ve Hugh Dancy çifti de kendilerinden emin, şık bir Hollywood çifti olduğunun farkında. Gecenin temasına en uygun tasarımcılardan biri Oscar de la Renta olurken birçok isim de onu tercih etmiş. Homeland'in zeki ajanı Claire Danes Oscar de la Renta'nın tafta elbisesiyle biraz zayıf kalsa da kadife üst kısmını daha başarılı buldum. 

Uzun tuvaletler, kabarık ve gösterişli etekler gecenin öne çıkan detayları arasında olurken Diane Kruger bu kez Dior ve Chanel'lerini bir yana bırakarak Hugo Boss'un kokteyl elbisesini seçerek hayalkırıklığına uğrattı. Sade bir görünüm içinde olayım derken sıkıcı olmaktan bir adım öteye gidememiş.