Her sene bir Coachella fırtınası gelir geçer. California çölünde toz, toprak ve sıcak havaya uygun giysiler seçerek kendilerini ön plana çıkarmak isteyen ünlüler de bu rüzgara kendini bırakır. Tumblr kızı gibi saçlarında çiçekler ve vintage kıyafetlere ön plana çıkan kadınlar ve 'cool'luk yarışında erkekler. Bikini üstleri, kısa şortlar, bol aksesuarlar, çeşitli şapkalar ve tabi güneş gözlükleriyle şıklık yarışına girenler. 

Büyük festivallerin ortak noktası özgürlük teması. En büyük elektronik müzik festivali Tomorrowland de öyle rock müzik festivallerinin kralı Rock am Ring de. Ancak Coachella sadece müzik değil bir hayat felsefesini, 60'ların çiçek çocuklarının ruhunu paylaştığına inanıyor. Woodstock olma çabası kimileri için trajikomik görünse de günümüz nesillerinin de kapitalist düzenden bağımsız özgür festival ihtiyacını karşıladığını düşünüyorum. Bu sebeple Burning Man, Coachella gibi festivallerin çoğalması gerektiğine inanıyorum. Ünlü ünsüz tüm Amerikalı ve dünya vatandaşlarının kendini özgür hissettiği, kariyer hayatlarından uzaklaştığı bu festivalin hak ettiği ilgiyi görmesi hoşuma da gidiyor. Festival sırf Amerika'da diye tüketim toplumunun oyuncağı olarak nitelemek kolaycılık olur. Bunu sadece büyük bütçeli Hollywood aksiyon filmlerini izleyip, ufuk açan, cesur, küçük bütçeli bağımsız Amerikan filmlerini izlemeden Hollywood'a söven insanla aynı bakış açısı olduğunu söyleyebilirim.